El Bab’da şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralı yiğitlerimize acil şifalar diliyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz El Bab ve civarında çok çetin, göğüs göğüse bir mücadelenin içindedir. Böylesine hayati bir mücadele döneminde aklıselim sahibi herkese düşen görev; birlik ve bütünlük içinde, yekvücut olarak Silahlı Kuvvetlerimize destek olmaktır. Orada olup bitenler ve yiğitlerimizin içinde bulunduğu durum, her türlü siyasi mülahazanın üzerinde anlamlar içermektedir.
Mezhep, strateji, taktik, savaş üçgeninin içinde İnsanlar öldürülüyor, Türkmenler vatansız bırakılıyor, Ortadoğu coğrafyası yeniden ve vicdansızca kurgulanıyor, haritalar çiziliyor. Ve ne hikmetse bütün yollar Türkiye’ye tehdide, tacize çıkıyor. Bütün hesaplar Türkiye’mizin geleceğini ateşlere atmak üzere yapılıyor. Bütün stratejiler Türk milletini helal coğrafyasında huzursuz etmek için hayata geçirilmek isteniyor.
Suriye’de uzun yıllardır devam eden savaş ve istikrarsızlık; bölgemizi bütün güçlerin arenasına çevirmiştir. Bu toz duman içinde milyonlarca insan yerinden yurdundan olmuş, yüz binlercesi hayatını kaybetmiştir. Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya mülteci gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Suriye sorununun başından bugüne dek en büyük olumsuzlukları Türkiye yaşamıştır. Yurt içinde terör olaylarının artmasından canlı bombalara ve hain eylemlere kadar son yıllarda başımıza gelen her şeyin kökünde, kökeninde, temelinde Suriye ve onun bölgemizde yarattığı kaos ve istikrarsızlık vardır.
PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ ve daha onlarca terör örgütü bu kaos ortamında kendine bir alan açmanın derdine düşmüştür. Ve tüm bu örgütler bir şekilde başka ülkelerin taşeronluğunu yaparak ayakta kalmışlardır. Yine bunların hepsi Türkiye ve Türk milleti düşmanlığı üzerinde ittifak etmişlerdir. Türkiye bugün hem içerde hem dışarda tüm bu terör odaklarıyla dişe diş mücadele ediyorsa, işte bu ittifaklara karşı çok cepheli bir mücadele vermektedir. Bize bela olan bu şer odaklarının palazlanmasına ve canımızı yakmasına hiçbir koşulda göz yumulamaz. DEAŞ tehdidinden kurtulmamız için El Bab’daki mücadelemiz yerindedir, elzemdir ve kesin sonuç alınıncaya kadar devam etmesi zaruridir. DEAŞ’ın Türkiye sınırından uzaklaştırılması, Afrin ile Kobani arasındaki bağın koparılması ve bu şer odağının kaynağında imha edilmesi için bu mücadele büyük önemdedir. Türkiye’nin mevcut ortamda bir diğer zaruriyeti başta Halep olmak üzere boşaltılan yerlere PYD’nin yerleşmesini önlemektir.
Herkesin hamle kapasitesi ve alternatiflerini artırmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye edilgen olamaz. Bizi direkt veya dolaylı olarak hedef alan bu asimetrik savaşta aktif olmak, etkinlik alanımızı ve ittifaklarımız çıkarlarımız doğrultusunda genişletmek zorundayız. Türkiye bu zorlu süreçte kendi coğrafyamızda etkinlik alanını genişletmek, pekiştirmek ve sağlama almak durumundadır.