Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Celal ADAN’ın 02 Mart 2013 – Cumartesi günü (Bugün) yaptıkları yazılı
basın açıklaması metnini ilgi ve bilgilerinize sunarız.
Basın Birimi
Dost düşman herkes bilsin ki; Türk milletinin terörle mücadeledeki psikolojik direncini
hiç kimsenin yıkmasına imkan yoktur. 30 yıldır kırılamayan bu direnç, AKP ve onun
yardakçıları istedi diye kırılamaz. Aksine son gelişmelerle birlikte milletimizin terörle aktif
mücadeleye olan desteği ve beklentisi daha da artmıştır.
Yürütülen görüşme süreci barış süreci değil yıkım sürecidir. Ne olmuştur da, ne
değişmiştir de teröristle ve onların sözüm ona liderleriyle görüşmeler yapılmaktadır?
Bu görüşmelerden murad edilen nedir? Bu görüşmelerden nasıl bir sonuç
beklenmektedir?
Biz bu soruların cevabını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey; binlerce kişinin katilinin
“muteber adam, muteber şahsiyet” yapılmaya çalışıldığıdır.
Teröristbaşı’nın PİAR’ını yapmak, onu kurtarıcı bir adam gibi takdim etmek, onu
muhatab almak, onu muteber bir hale getirmek; 30 yıldır yürütülen mücadeleye ve toprağın
altındaki şehitlerimizin ruhlarına ihanettir.
Sadece toprağın altındaki şehitlerimize mi ihanettir? Elbette hayır. Toprağın üstündeki
bizlere de, çocuklarımıza da, gelecek nesillerimize de ihanettir. Genel Başkanımız Sayın
Devlet Bahçeli’nin de belirttikleri gibi; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir beka sorunuyla
karşı karşıyadır”.
Bu görüşme sürecine, milletimiz siyaset mühendisliği yoluyla alıştırılmaya, ikna
edilmeye çalışılmaktadır. AKP Hükümeti ve Sayın Başbakan, kendi milletine psikolojik
harp ilan etmiştir. Dünyanın başka hiçbir memleketinde kendi milletini psikolojik harp
teknikleriyle, psikolojik baskıyla, siyaset mühendisliği yoluyla ikna etmeye çalışan
bir hükümet yoktur, olamaz. Önce milleti alıştıracaklar, sonra uyuşturacaklar. AKP ve
ona kredi açanlar PKK’ya teslim olabilirler… Ama milletimiz de, biz de asla teslim
olmayacağız.
Bu süreçte; taşlar bağlanmış, köpekler salıverilmiştir. Bu sözüm ona görüşme sürecinin
sonu hüsrandır. Çünkü milletimiz hiçbir surette bu yıkım sürecinin destekçisi olmayacaktır.
Milliyetçiliğin ayaklar altına alınacak bir değer olduğunu söylemek bizi biz yapan
değerleri, özlemleri, hedefleri ayaklar altına almaktır. Milliyetçilik, öncelikle bir mensubiyet
şuurudur. Kendini bir millete ait hissetme duygusu ve heyecanıdır.
Anadolu toprakları Moğol istilasından beri böyle yıkım görmemiştir. Moğol istilacıları
Anadolu’da taş üstünde taş bırakmazken, AKP milletin değerlerini, özünü, milliyetini istila
etmiştir. Bu istila sürecine Meclis’imizin de dahil edilmeye çalışılması beyhudedir. TBMM
asla böyle bir oyunun parçası olmamalıdır.