İlk turu 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Türkiye bir kez daha AKP ve Sayın Başbakan’ın eliyle gerilim hattına sokulmak istenmektedir. Gerilimden ve saflaşmalardan siyaset devşirmeyi alışkanlık haline getirenler; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yazık ki yine ‘bölerek kazanma’ peşindedirler.
Sayın Başbakan seçim meydanlarında her zamanki gibi ‘biz ve onlar, biz ve diğerleri’ ayrımı yapmaya başlayacaktır. Türkiye’yi yine bölerek, kamplara ayırarak seçim kazanmaya çalışacaktır. Çatı ve uzlaşma adayımız Sayın İhsanoğlu, işte bu tuzağa karşı da bir cevaptır.
Başbakanlık makamının ve kamunun kaynaklarını kullanarak seçim kampanyası yürütmenin izahı mümkün değildir. Milletin cebinden propaganda yapılamaz. Yaptığı şey korsanlıktır, kayıt dışılıktır. Siyasi ahlak gereği görevinden istifa etmesi gereken Sayın Başbakan’ın, anayasa ve kanunları istismar ederek yürüteceği kampanya haram bir kampanyadır.
Türkiye içte ve dışta her alanda gerilirken, ayrışırken ve her cephede kan kaybederken; tüm bunların asıl sorumlusu olan Sayın Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığına heves etmesi abesle iştigaldir. İhtiraslarının sonu olmayan bir kişinin Çankaya’ya çıkması Türkiye için telafisi imkânsız sorunlar doğuracaktır. Kesinlikle bilinmelidir ki; Türkiye Sayın Başbakan’ın ihtiraslarından çok daha büyük bir ülkedir.
Uzlaşma ve çatı adayımız Sayın İhsanoğlu Türkiye’nin yeniden olağanlaşması, barışması, uzlaşması ve aynı idealler etrafında birleşmesi için çok büyük bir şanstır. Biz bu seçime siyasi, ideolojik bir gözlükle bakmıyoruz. Bu seçimi bir meydan savaşına, bir kör dövüşüne çevirmek istemiyoruz. Bu seçime siyaset üstü bir perspektiften bakıyoruz. Çünkü bu seçimi Türkiye için, milletimiz için bir fırsat olarak görüyoruz.
Cumhurbaşkanlığı makamı sıradan bir makam değildir. O makam Türkiye’nin sigortasıdır. Türkiye’nin birleştirici, bütünleştirici ve tamamlayıcı makamıdır. Bu nedenle orada oturacak kişinin her şeyden önce güven veren birisi olması şarttır. O makam siyasi mülahaza makamı değildir. O makam aklanma makamı değildir. Orada oturacak kişinin her kesimi kucaklayan, her kesime eşit, her kesime karşı hassas bir kişi olması şarttır. Hukukla, yargıyla, öğrenciyle, bürokratla ve hepsinden önemlisi dünya ile kavgalı birinin oraya çıkması Türkiye için risktir.
Milletimiz 10 Ağustos’ta aklıselim etrafında birleşecektir. Uydurma anketlerle, algı operasyonlarıyla milletimizin kafasını karıştırmaya çalışanlar; sandıkta gerekli dersi alacaklardır.