Son haftalarda yaşanan terör olayları, askerilerimizin ve polislerimizin kahpece şehit edilmeleri, terör örgütünün yol keserek, kimlik kontrolü yaparak, araçları yakarak sürdürdüğü eylemler; Milliyetçi Hareket Partisi’nin uzun yıllardır savunduğu görüşlerinde ve AKP iktidarına yaptığımız uyarılarımızda ne denli haklı olduğumuzu göstermiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi, başta Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere bütün teşkilatlarıyla ve yöneticileriyle birlikte AKP uydurması sözde çözüm sürecine karşı çıkmıştır. Bu sürecin çözüme değil ihanete ve teröre hizmet ettiğini yüksek sesle dile getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Terörle müzakere değil mücadele edilmesi gerektiğine yönelik ısrarımızı her fırsatta ortaya koyduk. Fakat ne yazık ki bizim bu uyarılarımız ve karşı çıkışlarımız dikkate alınmamış, partimiz ve liderimiz ağza alınmayacak ifadelerle eleştirilmiştir. Bu sözde çözüm sürecinin aktörleri ve uygulayıcıları her platformda demokrasi havarisiymiş gibi takdim edilmişlerdir.
Oslo teslimiyetini de, milli bayram günü Habur’da resmi geçiş yapan teröristleri de, Diyarbakır şovlarını da, Dolmabahçe mutabakatını da unutmadık. O günlerde söylediklerimiz her yerde kayıtlıdır. Milliyetçi Hareket Partisi terörle mücadele konusunda dün ne düşünüyorsa, bugün de yarın da aynı tavrını sürdürmeye devam edecektir.
Bugün geldiğimiz noktada ise AKP’nin savunduğu sözde çözümün sadece bir ahmaklık olduğu gün gibi ortaya çıkmıştır. PKK ve bölücübaşı ile kol kola girmenin Türkiye’ye ve milletimize maliyeti ortadadır. Terör örgütünü kontrolsüz bırakmanın, teröristlere manevra alanı tanımanın, onların ağzının içine bakmanın sonuçları son derece acı biçimde ortaya çıkmıştır.
Sayın Başbakan yabancı bir gazeteye yazdığı makalede “yeni hükümet kurulduktan sonra çözüm sürecini ileri taşımaya hazır olduğunu” ifade etmiştir. Bu ifade ve düşünce Sayın Başbakan’ın olanlardan ders almadığını, teröre ve teröriste pirim vermeye hazır olduğunu göstermesi bakımından manidardır. Sayın Başbakan’ın ağzı başka şeyler söylerken, aklından başka şeyler geçmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı da, Sayın Başbakan da terörle mücadele konusunda eğer samimi iseler; çözüm sürecinin ilelebet rafa kalktığını açıkça söylemelidirler. Biz AKP tayfasının sicillerine bakarak samimi olduklarına inanmıyoruz. Onların aklında, kendi iktidarlarını devam ettirmekten başka bir şey yoktur. İktidarlarının devamı için her şeyi göze almaya hatta yeniden teröristle kol kola girmeye hazırdırlar. AKP’nin tek derdi Beştepe Kralı’nı kurtarmaktan ibarettir. Oysa bizim derdimiz her koşulda milletimizdir, devletimizdir. MHP ile AKP arasındaki an bariz anlayış farkı işte budur. Onlar kendi iktidarlarını kurtarmak için terörle mücadele ederler, biz ise devletimizin bekası için bu mücadeleye gövdemizi koyarız.
Dolmabahçe kaçkını Başbakan Yardımcısı’nın sözleri ise pişkinlikten başka bir şey değildir. Yıllarca teröriste akıl verenler, onlarla aynı karenin içinde bulunmaktan gurur duyanların sözleri bizim nazarımızda yok hükmündedir. PKK’yı sözünde durmamakta eleştirenler, terörist başının eline sopa verip bölücülerin üstüne salmaya çalışanlar bize göre akıl noksanlığı içindedirler. Hiç yüzleri kızarmadan, pişkin pişkin ‘PKK bizi kandırdı, cemaat bizi kandırdı, HDP bizi kandırdı’ diyerek ağlayanlara Türkiye’yi teslim etmedik, etmeyeceğiz. Bu akıl sahiplerini besledikleri trolleri bile savunamaz, kurtaramaz. Dün bölücülerden oy almak için sözde çözüm sürecini piyasaya sürüp ihanete yelken açanlar şimdi terörle mücadele pozu verip yine milli duyguları istismar etmektedirler. Eğri bacadan doğru duman çıkmaz.