HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarının hemen ardından Diyarbakır’ın Bağlar semtinde PKK’nın üstlendiği ve ikisi polis 9 vatandaşımızın şehit edildiği hain saldırıyı şiddet ve nefretle kınıyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Bu hain saldırının HDP’lilere yönelik tutuklamaların hemen sonrasında yapılması hiç şüphesiz tesadüf değildir. Hainler kendi siyasi uzantılarının ayağına basılınca havlamaya başlamışlardır. Tüm hainler eninde sonunda akıttıkları bu kanda boğulacaklardır.
HDP’li sözüm ona milletvekillerinin tutuklanması üzerinden hiç kimse mağduriyet çıkarmaya kalkışmamalıdır. Ne mağduriyeti? Hainlerin eylem ve söylemlerinden asıl mağdur olan Türk milletidir. Bu şahısların gerçekte kimin vekilliğini yaptıkları, bu hain saldırıda belli olmuştur. Bunlar Türk düşmanlarının vekilliğine peşinen soyunmuş ve Türk düşmanlarına taşeronluk yapmaya gönüllü bir avuç zavallıdır.
Haklarında açık ve net olarak “terör örgütü PKK propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, silahlı terör örgütüne üye olmak ve devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” gibi suçlamalardan haklarında fezlekeler bulunan ve ifadeye çağrılan bu sözde vekiller, bugüne kadar ifade vermemekte ayak diremişler ve kendilerini devletin ve hukukun üstünde görmüşlerdir.
Bu sözde vekiller net olarak bilmelidirler ki; milletvekili olmak kimseye suç işleme hakkı vermez. Terör örgütü propagandası, örgüte yardım etme hakkı vermez. Hukuk devletinde her suçun cezası vardır. Devletin kaynaklarını, milletin vergilerini PKK’ya lojistik olarak sunan hain belediye başkanları nasıl cezalarını çekiyorlarsa, bu sözde vekiller de cezalarını çekmelidir. Devlet elbette teslim olmaz, devlet elbette kendini koruyacaktır.
Bu sözde vekiller, kendilerine türlü yollarla sahip çıkan ve hatta PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen Avrupa’ya (özellikle Belçika ve Almanya) sırtlarını dayadıklarını zannediyorlar. Dünyanın herhangi bir ülkesinde idam nedeni olacak hainliklerine artık Türkiye’de devam edemeyeceklerini görsünler. Hiçbir devlet, bölücüleri kendi meclisine sokup onlara imtiyaz vermez. Cüret ve cesaretlerini Avrupa’dan alan bu hainler, Türk devletinin hukukundan ve Türk milletinin vicdanından kaçamayacaklardır.